James HUNT, Niki LAUDA Rekabeti ve Aristoteles'in Mutluluk Felsefesi

Haziran 04, 2022


Formula 1 ve Aristoteles Felsefesi


*“Kemerlerini sıkı bağla Doroty. Çünkü Kansas yok olmak üzere!”


Aristoteles ontolojisinde varlık; madde ve formdan oluşur. Bu anlayışa göre insan, beden ve ruhtan oluşan bileşik bir varlıktır. İnsanın bedeni maddeye, ruhu ise forma karşılık gelir. Ve her varlığın, kendine ait işlevleri yerine getirip formunu edimselleştirdiğinde ulaştığı bir amacı vardır. İnsanın da…


Aristoteles insanın amacının eudaimonia yani mutluluk olduğunu söyler. Ve bu amaca giden yolun, erdemli olmaktan geçtiğini belirtir. Peki “erdem” nedir?


‘Erdem’ Grekçede “arete” demektir. Arete ise, amacın ve fonksiyonun tamamlanması, varlığın potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmesi ya da varlığın doğasını açığa çıkarması anlamına gelir. Kısacası erdem, yapılması gereken şeyi en iyi şekilde yapmaktır. Örneğin, bıçağın aretesi, keskin olmaktır. Bir bıçak ne derece iyi keserse, o derece potansiyelini gerçekleştirmiş ve doğasını açığa çıkarmış olur. Yani bir bıçağı erdemli kılacak şey “iyi kesme” edimidir. Meşe tohumunun aretesi, meşe ağacı olmaktır. Tohum, meşe ağacı formunu gerçekleştirmek yönünde bir çabada bulunur. Meşe tohumunu erdemli kılacak şey, “ağaç olma” edimidir.


Aristoteles, Nikomakos’a Etik kitabında mutluluğu; ruhun erdeme uygun etkinliği olarak tanımlar ve mutluluk, nesnel bir durum olarak öz memnuniyeti ifade eder. Kendi kendine yeten ve başka bir şeyle zenginleştirilemeyen mutluluk, koşullara rağmen kendisi olan şeydir. Yani; mevcut koşullardan bağımsız olarak yaşamak mümkün olmadığından, mevcut koşullara rağmen sürdürülebildiğinde kendisi olan şeydir. Bir çeşit hoşnutluk hali yani. Tüm koşullardan bağımsız iyi yaşama biçimi.


Mutluluk… Tüm koşullara rağmen kendisi olan şey... James HUNT…



James,  ‘serseri’ bir pilottur. Yarış pistinde   temkinli davranmaz. Risk alır. Pilotluk yaptığı   takımlara saç baş yoldurtur hep. Zira o, kural   tanımaz. Normali seçmez. Tutkusundan arınmaz.   Normali seçmek, vasata düşmektir çünkü.   Tutkudan arınmak, yavaşlamaktır… James, a-   normal olandır. Asidir. Formula 1 etkinliklerine   çıplak ayaklı, kot pantolon ve tişörtle katılır. Tüm   koşullara rağmen kendisi olur. Her gününü son   günüymüş gibi yaşar… Onun, doğası budur.







  1976 Formula 1 Dünya Şampiyonasında, sezon boyunca rekabet ettiği Niki  LAUDA’yı bir puan farkla geçerek şampiyon olur. Bu, kariyerinin zirvesi olacaktır. Zira tek şampiyonluk ona yeter. Çünkü, kendisinden başka kimseye kanıtlayacağı bir şeyi yoktur. Üç yıl sonra emekli olur. Kırk beş yaşına geldiğinde ise kalp krizinden ölür. Yaşamı da yarışları gibi hızlı bitmiştir. Yürümek yerine uçmanın yazgısıdır bu… Çünkü her a-normal hayalperestin ışığı, yolun başındayken söner. Aklın ışığı ise uzun süre yanar…







       Aklın ışığı… Niki LAUDA.





 Niki, çalışkanlığı ve başarılarıyla bilinir. Yarışlarda   maksimum yüzde yirmi risk alır. Aşırılığı yoktur. Disiplinlidir.   İstikrarlıdır. Tüm takımlar için aranılan yarış pilotudur, o.   Kazanılacak yarışlar ve puanlar için çalışır durur. Yaşamın   kendiliğinden insana kattığı mutluluğu pek bilmez. Mutluluk,   pilotun en büyük düşmanıdır, der. “Çünkü birden bire   kaybedecek bir şeyiniz olur. Mutluluk, yarış pilotunu zayıflatır.”


1976 Formula 1 Dünya Şampiyonasında, sezonun onuncu yarışı Almanya Grand Prix’inin ikinci turunda yoldan çıkan Niki LAUDA, bariyerlere çarpar. Çarpmanın etkisiyle araçta sıkışan Niki, yanan arabanın alevleri içinde kalır. Kafa derisinde ciddi yanıklar oluşur. Ciğerlerine zehirli gaz ve kan dolar. Komaya girer…  Kazadan yalnızca kırk iki gün sonra, tekrar yarışacağını açıklar. İrade, hırs ve azmin sembolüdür o. Üç Dünya Şampiyonluğu kazanır. Yetmiş yaşında ölmeden önce, James HUNT için “Hayatım boyunca imrendiğim tek insan oydu.” der… Çünkü James, “Hayatın bir kısmı da zevk için olmalı. Eğer eğlenmeyecek ve mutlu olmayacaksam yüzlerce kupa, madalya ve birinciliğin ne anlamı var ki? Kazanmak bunun neresinde?” diye sorar. Mutluluğun olmadığı yerde, kazanmak nedir ki?



Bir yanda Niki’nin keskinliği, matematiği, azmi ve çalışmanın abartılmış erdemi; diğer yandaysa James’in kural tanımazlığı, tutkusu ve yaşamın kendilendiliği…


Her şey kendi arete’since var olur. Bıçak, keskin; tohum ağaç olur. Bazen de sıra dışılık bir kusur olur… Kabullenmek gerek. Çünkü, her insan kendi öznel var oluşu bağlamında, kendi doğasınca yaşadığında mutlu olur. Mutluluk, bir çeşit hoşnutluk hali. Bir tür öz memnuniyet…


O halde, Delfi’deki Apollon Tapınağı’nın girişindeki yazıyı hatırlamakta fayda var Doroty,

“Taşa oturma! Mutlu ol! Kendini de biraz bil!”



ÖNERİ: 

RUSH (Zafere Hücum) Ron Howard'ın yönettiği ve 1976 Formula 1 sezonu sürücüleri James HUNT ve Niki LAUDA arasındaki rekabeti anlatan, senaryosunu Peter Morgan'ın yazdığı 2013 ABD yapımı biyografik aksiyon filmini izleyebilirsiniz.





* The Wonderful Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) / L. Frank BAUM

** Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde altın harflerle yazılı olan ve Sokrates'in öğretisinin temelini oluşturan söz “Gnothi seauton” yani "Kendini bil" yazısıdır. Yunanca “γνῶθι σεαυτόν” olarak  yazılan bu cümle Antik Yunan vecizesidir.





 

Hiç yorum yok:

Telif Hakkı © 2018 Emre GÜLCAN. Blogger tarafından desteklenmektedir.