James HUNT, Niki LAUDA Rekabeti ve Aristoteles'in Mutluluk Felsefesi
Formula 1 ve Aristoteles Felsefesi
*“Kemerlerini
sıkı bağla Doroty. Çünkü Kansas yok olmak üzere!”
Aristoteles ontolojisinde
varlık; madde ve formdan oluşur. Bu anlayışa göre insan, beden ve ruhtan oluşan
bileşik bir varlıktır. İnsanın bedeni maddeye, ruhu ise forma karşılık gelir. Ve
her varlığın, kendine ait işlevleri yerine getirip formunu edimselleştirdiğinde
ulaştığı bir amacı vardır. İnsanın da…
Aristoteles insanın
amacının eudaimonia yani mutluluk olduğunu söyler. Ve bu amaca giden
yolun, erdemli olmaktan geçtiğini belirtir. Peki “erdem” nedir?
‘Erdem’ Grekçede “arete”
demektir. Arete ise, amacın ve fonksiyonun tamamlanması, varlığın
potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmesi ya da varlığın doğasını açığa
çıkarması anlamına gelir. Kısacası erdem, yapılması gereken şeyi en iyi şekilde
yapmaktır. Örneğin, bıçağın aretesi, keskin olmaktır. Bir bıçak ne derece iyi
keserse, o derece potansiyelini gerçekleştirmiş ve doğasını açığa çıkarmış olur.
Yani bir bıçağı erdemli kılacak şey “iyi kesme” edimidir. Meşe tohumunun
aretesi, meşe ağacı olmaktır. Tohum, meşe ağacı formunu gerçekleştirmek yönünde
bir çabada bulunur. Meşe tohumunu erdemli kılacak şey, “ağaç olma” edimidir.
Aristoteles, Nikomakos’a
Etik kitabında mutluluğu; ruhun erdeme uygun etkinliği olarak tanımlar ve
mutluluk, nesnel bir durum olarak öz memnuniyeti ifade eder. Kendi kendine
yeten ve başka bir şeyle zenginleştirilemeyen mutluluk, koşullara rağmen
kendisi olan şeydir. Yani; mevcut koşullardan bağımsız olarak yaşamak mümkün
olmadığından, mevcut koşullara rağmen sürdürülebildiğinde kendisi olan şeydir.
Bir çeşit hoşnutluk hali yani. Tüm koşullardan bağımsız iyi yaşama biçimi.
Mutluluk… Tüm koşullara rağmen kendisi olan şey... James HUNT…
James, ‘serseri’ bir pilottur. Yarış pistinde temkinli davranmaz. Risk alır. Pilotluk yaptığı takımlara saç baş yoldurtur hep. Zira o, kural tanımaz. Normali seçmez. Tutkusundan arınmaz. Normali seçmek, vasata düşmektir çünkü. Tutkudan arınmak, yavaşlamaktır… James, a- normal olandır. Asidir. Formula 1 etkinliklerine çıplak ayaklı, kot pantolon ve tişörtle katılır. Tüm koşullara rağmen kendisi olur. Her gününü son günüymüş gibi yaşar… Onun, doğası budur.
1976 Formula 1 Dünya Şampiyonasında, sezon
boyunca rekabet ettiği Niki LAUDA’yı bir
puan farkla geçerek şampiyon olur. Bu, kariyerinin zirvesi olacaktır. Zira tek
şampiyonluk ona yeter. Çünkü, kendisinden başka kimseye kanıtlayacağı bir şeyi
yoktur. Üç yıl sonra emekli olur. Kırk beş yaşına geldiğinde ise kalp krizinden
ölür. Yaşamı da yarışları gibi hızlı bitmiştir. Yürümek yerine uçmanın
yazgısıdır bu… Çünkü her a-normal hayalperestin ışığı, yolun başındayken söner.
Aklın ışığı ise uzun süre yanar…
Aklın ışığı… Niki LAUDA.
Niki, çalışkanlığı ve başarılarıyla bilinir. Yarışlarda maksimum yüzde yirmi risk alır. Aşırılığı yoktur. Disiplinlidir. İstikrarlıdır. Tüm takımlar için aranılan yarış pilotudur, o. Kazanılacak yarışlar ve puanlar için çalışır durur. Yaşamın kendiliğinden insana kattığı mutluluğu pek bilmez. Mutluluk, pilotun en büyük düşmanıdır, der. “Çünkü birden bire kaybedecek bir şeyiniz olur. Mutluluk, yarış pilotunu zayıflatır.”
1976 Formula 1 Dünya Şampiyonasında, sezonun onuncu yarışı Almanya Grand Prix’inin ikinci turunda yoldan çıkan Niki
LAUDA, bariyerlere çarpar. Çarpmanın etkisiyle araçta sıkışan Niki, yanan
arabanın alevleri içinde kalır. Kafa derisinde ciddi yanıklar oluşur.
Ciğerlerine zehirli gaz ve kan dolar. Komaya girer… Kazadan yalnızca kırk iki gün sonra, tekrar
yarışacağını açıklar. İrade, hırs ve azmin sembolüdür o. Üç Dünya Şampiyonluğu
kazanır. Yetmiş yaşında ölmeden önce, James HUNT için “Hayatım boyunca
imrendiğim tek insan oydu.” der… Çünkü James, “Hayatın bir kısmı da zevk için
olmalı. Eğer eğlenmeyecek ve mutlu olmayacaksam yüzlerce kupa, madalya ve
birinciliğin ne anlamı var ki? Kazanmak bunun neresinde?” diye sorar. Mutluluğun
olmadığı yerde, kazanmak nedir ki?
Bir yanda Niki’nin keskinliği, matematiği, azmi ve çalışmanın abartılmış
erdemi; diğer yandaysa James’in kural tanımazlığı, tutkusu ve yaşamın kendilendiliği…
Her şey kendi arete’since var olur. Bıçak, keskin; tohum ağaç olur.
Bazen de sıra dışılık bir kusur olur… Kabullenmek gerek. Çünkü, her insan kendi
öznel var oluşu bağlamında, kendi doğasınca yaşadığında mutlu olur. Mutluluk,
bir çeşit hoşnutluk hali. Bir tür öz memnuniyet…
O halde, Delfi’deki Apollon Tapınağı’nın girişindeki yazıyı hatırlamakta
fayda var Doroty,
“Taşa oturma! Mutlu ol! Kendini de biraz bil!”
ÖNERİ:
RUSH (Zafere Hücum) Ron Howard'ın yönettiği ve 1976 Formula 1 sezonu sürücüleri James HUNT ve Niki LAUDA arasındaki rekabeti anlatan, senaryosunu Peter Morgan'ın yazdığı 2013 ABD yapımı biyografik aksiyon filmini izleyebilirsiniz.
* The Wonderful Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) / L. Frank BAUM
** Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde altın harflerle yazılı olan ve Sokrates'in öğretisinin temelini oluşturan söz “Gnothi seauton” yani "Kendini bil" yazısıdır. Yunanca “γνῶθι σεαυτόν” olarak yazılan bu cümle Antik Yunan vecizesidir.
Hiç yorum yok: